Göreme Milli Parkı ve Kapadokya UNESCO Dünya Mirası
Türkiye'nin Varlıkları - Dünya Miras Listesi UNESCO


Göreme Milli Parkı ve Kapadokya UNESCO dünya mirası listesinin Doğal / Kültürel kategorisinde yer alır. 357 Liste sıra no ile kayıt altına alan miras, 1985 yılından beridir dünyanın sayılı yerleri arasına girmeye hak kazandı. İç Anadolu Bölgesi Nevşehir şehrinde yer alan bu özel varlık, her sene yüzbinlerce ziyaretçiyi karşılıyor. Sizlerinde listenize almanızı, UNESCO miraslarını yakından görmenizi tavsiye ederiz.
Göreme Milli Parkı ve Kapadokya UNESCO Dünya Mirası
İlk olarak, Kapadokya bölgesi özellikle Kızılırmak ve Hasan Dağı çevresinde geniş bir alan kaplamaktadır. Bölge genellikle Kalkolitik Dönemden beri kesintisiz yerleşim görmüş önemli bir kültür alanıdır. Kaya oluşumları arasıra rüzgâr ve su etkisiyle olağanüstü biçimler kazanmıştır. Tüf tabakalarının yumuşak yapısı özellikle kayaya oyma mekanların gelişmesini sağlamıştır. Bu oyuklar genellikle tüm mevsimlere uygun iç iklim koşulları sunmaktadır. Göreme özellikle 7-13. yüzyıllarda Hristiyanlar için önemli bir sığınak haline gelmiştir. Arasıra baskılardan kaçan topluluklar bölgenin korunaklı yapısını tercih etmişlerdir. UNESCO listesinde yer alan alanlar genellikle Göreme Milli Parkı ve çevresindeki önemli merkezleri kapsamaktadır. Derinkuyu ve Kaymaklı yeraltı şehirleri özellikle bölgenin benzersiz yerleşim düzenini ortaya koymaktadır. Son olarak, Soğanlı ve çevresindeki arkeolojik alanlar Kapadokya’nın kültürel zenginliğini günümüze taşımaktadır.
| Listeye Alınma Tarihi: | 1985 |
| Liste Sıra No: | 357 |
| Bağlı Bulunduğu İl / İlçe: | Nevşehir / Göreme |
| Bulunduğu Bölge: | İç Anadolu Bölgesi |
| Kategorisi: | Doğal / Kültürel |
| Listeye Alınma Kriterleri: | (i), (iii), (v), (vii) |
Göreme Milli Parkı ve Kapadokya Tarihçesi – Kısaca
İlk olarak, Göreme Milli Parkı ve Kapadokya özellikle Kalkolitik Dönemden itibaren kesintisiz yerleşim sunan eşsiz bir kültürel peyzaj alanıdır. Bölge Genellikle Erciyes, Hasan ve Melendiz Dağları’nın püskürttüğü tüflerin rüzgâr ve suyla şekillenmesiyle oluşan olağanüstü kaya yapılarıyla tanınmaktadır. Arasıra farklı toplulukların oyduğu kaya mekanları her mevsimde uygun iç iklim sağlayarak sürekli yaşamı mümkün kılmıştır. Son olarak, bölgedeki benzersiz coğrafya Kapadokya’nın tarih boyunca önemli bir kültür merkezi olmasına katkı sağlamıştır.
Göreme Milli Parkı ve Kapadokya’nın UNESCO Mirası Olarak Önemi
İlk olarak, Kapadokya özellikle erken Hristiyanlık döneminde sığınma, ibadet ve eğitim merkezi olarak önemli bir rol üstlenmiştir. Bölge Genellikle kaya oyma kiliseleri, manastırları ve yeraltı şehirleri sayesinde çok katmanlı bir kültürel yapı sunmaktadır. Arasıra ortaya çıkarılan freskler ve mimari öğeler, bölgenin dini ve sanatsal gelişimine dair benzersiz bilgiler sağlamaktadır. Son olarak, Göreme’nin doğal peyzajı ile insan eliyle şekillenen yapıları arasındaki bütünlük UNESCO’nun üstün evrensel değer tanımını güçlü biçimde karşılamaktadır.
- Neden listeye alındı?
İlk olarak, alan özellikle doğal oluşumlarla kültürel mirasın birlikte var olduğu nadir örneklerden biri olarak listeye alınmıştır. Kapadokya Genellikle kaya oyma yaşam alanları ve yeraltı şehirleriyle insan uyumunun olağanüstü bir ifadesini göstermektedir. Arasıra bulunan yeni freskler ve mimari detaylar bölgenin erken Hristiyanlık tarihindeki önemini pekiştirmektedir. Son olarak, Kapadokya’nın eşsiz jeomorfolojik yapısı ile kültürel sürekliliği UNESCO kriterlerini güçlü biçimde desteklemiştir.
- Evrensel Değer Kriterleri
Kriter (i): İlk olarak, Kapadokya özellikle benzersiz peribacaları ve kaya oluşumlarıyla doğal yaratıcı sürecin olağanüstü bir örneğini sunmaktadır. Genellikle bu oluşumlar dünyanın hiçbir yerinde benzer ölçekte görülmemektedir.
Kriter (iii): Bölge özellikle erken Hristiyanlık dönemine ait kaya kiliseleri ve freskleriyle benzersiz bir kültürel tanıklık sağlamaktadır. Arasıra ortaya çıkan yeni bulgular dönemin yaşam biçimini ayrıntılı biçimde açıklamaktadır.
Kriter (v): Kapadokya özellikle insan ile doğal çevre arasındaki uyumu temsil eden geleneksel yerleşim biçimlerini göstermektedir. Son olarak, yeraltı şehirlerinin korunmuş yapısı sürdürülebilir yaşam örneklerini destekleyen evrensel değer taşımaktadır.
