Anasayfa Üst Reklam Alanı
Reklam Alanı 728 X 90
Gezilecek YerlerMardin

Mardin Artuklu Gezi Rehberi

Mardin Artuklu Gezilecek Yerler - İlçe Rehberi - Mardin Artuklu 'da Ne Yapılır?

İçerik Anagörsel Altı Reklam Alanı
Reklam Alanı 728 X 90

Mardin Artuklu gezi rehberi olarak sizlere ilçenin birçok görülmesi gereken yerlerini listeledik. Ülkemizin güzide ilçelerinden birisi olan Artuklu, ziyaretinizde bunları mutlaka yapın. Sizler için hazırladığımız bu gezi rehberi ile kolaylıkla gezebileceksiniz. Bizlere destek olmak için Gezginleri Keşfet Instagram sayfamızı takip edin.

Mardin Artuklu Gezi Rehberi

Mardin Artuklu ilçesi, tarih ve doğanın iç içe geçtiği bir yerdir. Bu ilçe, aynı zamanda zengin kültürel mirasıyla dikkat çeker. İlk olarak, Artuklu, taş evleri ve dar sokaklarıyla ünlüdür. Ayrıca, burada çok sayıda tarihi cami, kilise ve medrese bulunur. Ancak, Mardin’in bu kadar ilgi çekici olmasının nedeni yalnızca geçmişiyle sınırlı değildir. Şehir hayatı, modernleşme ile birlikte geleneksel dokusunu kaybetmeden gelişmiştir. Doğal güzellikleri, özellikle yöreye özgü kaya oluşumları, ziyaretçilerini etkiler. Ayrıca, bu bölge, pek çok turistin gözde mekanlarından biridir. Ne yazık ki, son yıllarda artan yerleşim alanları, doğal dengeyi olumsuz etkileyebilir. Fakat, Artuklu ilçesi hala büyüleyici atmosferini korumaktadır. Bu yüzden, yerel halk, geleneksel yaşamlarını sürdürürken modern hayatla uyum sağlar. Halbuki, ilçede her köşe başında farklı bir tarihsel iz bulunmaktadır. Artuklu’nun tarihi zenginliği, sadece antik yapılarıyla değil, aynı zamanda günlük yaşamı ile de yansıma bulur. Kısacası, bu ilçe, hem geçmişi hem de bugünü ile gezginlere unutulmaz bir deneyim sunar.

Mardin Artuklu Gezi Rehberi – Doğal Güzellikler

Artuklu gezilecek yerler denildiğinde doğal güzellikleri önplandadır. Ayrıca tarihi, turistik yerleri, meydanları ve çok daha fazlasını listeledik.

1- Deyrulzafaran Manastırı

Deyrulzafaran Manastırı, Mezopotamya’nın kadim havasını taşıyan özel bir inanç merkezi. İlk olarak 5. yüzyılda inşa edilen yapı, uzun yıllar Süryani Ortodoks Patrikhanesi olarak kullanıldı. Aynı zamanda taş mimarisi ve mistik atmosferiyle tarih meraklılarını kendine çekiyor. Bu yüzden yıl boyunca birçok yerli ve yabancı ziyaretçiyi ağırlıyor. Hatta bazı bölümleri hâlâ ibadet amacıyla kullanılmakta. Yalnız buraya ulaşım biraz zahmetli olabilir, lakin çaba göstermeye değer. Özellikle güneşin doğuşunda manastırın taş duvarlarında oluşan renkler eşsizdir. Üstelik burada rehberli turlar sayesinde detaylı bilgi alabilirsiniz. Ancak bazı bölümlere yalnızca izinle girilebiliyor. Ne yazık ki her ziyaretçi tüm alanlara ulaşamıyor. Bu nedenle gitmeden önce bilgi almanız faydalı olur. Kısacası Deyrulzafaran, inançla tarihin birleştiği büyülü bir mekân.

2- Heneşe Kasrı Hac Mehmet Mirzo Konağı

Mardin’in zengin taş işçiliğini temsil eden Heneşe Kasrı, göz alıcı mimarisiyle öne çıkar. İlk olarak 19. yüzyılda zengin bir aile tarafından inşa edilen yapı, hala ayakta. Ancak zamanla bazı bölümleri tahrip olmuş ve onarım görmüş. Yalnız bu haliyle bile ihtişamını koruyor. Aynı zamanda yöresel mimarinin en zarif örneklerinden biri sayılıyor. Üstelik geniş avlusu ve süslü sütunları oldukça dikkat çekici. Fakat ne yazık ki turizmde hak ettiği değeri tam görememiştir. Bu yüzden daha fazla tanıtıma ihtiyaç duyuyor. Kısacası tarih meraklıları için keşfedilmesi gereken bir yapı. Özellikle gün batımında taş duvarlara vuran ışık büyüleyici bir görüntü oluşturur. Hatta bazı kültürel etkinliklere ev sahipliği de yapmıştır. Lakin sürekli ziyarete açık değildir, bu nedenle önceden bilgi almanız önerilir.

3- Kasımiye Medresesi

Kasımiye Medresesi, Mardin’in simgesi haline gelmiş tarihi yapılar arasında yer alıyor. İlk olarak Artuklular döneminde temeli atılan yapı, Akkoyunlular zamanında tamamlanmıştır. Aynı zamanda hem eğitim hem ibadet merkezi olarak kullanılmıştır. Özellikle taş işçiliği ve iç avlusundaki su yolu çok dikkat çekici. Üstelik bu su yolu, hayatın geçiciliğini simgeleyen özel bir anlam taşır. Yalnız zamanla işlevi değişmiş olsa da ihtişamını kaybetmemiştir. Hatta günümüzde müze olarak da değerlendirilmektedir. Lakin bazı bölümleri kısıtlı şekilde gezilebiliyor. Bu nedenle ziyaret öncesi bilgi edinmek faydalı olabilir. Ancak manzarası ve atmosferiyle her yaştan ziyaretçiye hitap eder. Fakat gün batımında burada olmak ayrı bir deneyim sunar. Genellikle turist grupları bu saatleri tercih eder. Kısacası Kasımiye, tarihle huzurun birleştiği özel bir yapıdır.

4- Zinciriye Medresesi

Zinciriye Medresesi, 1385 yılında Artuklu Sultanı Melik Necmeddin İsa tarafından yaptırılmıştır. İlk olarak hem medrese hem zaviye olarak tasarlanmış yapıda birçok detay öne çıkar. Aynı zamanda taş oymacılığı açısından oldukça zengindir. Ancak bazı bölümler zamanla zarar görmüş ve onarım geçirmiştir. Yalnız kubbesinden Mardin Ovası’na bakan manzara eşsizdir. Hatta bu manzara için bile ziyaret edilmeye değerdir. Üstelik medresenin içindeki hücreler hâlâ özgün yapısını korumaktadır. Lakin bazı alanlara girişler sınırlı olabilir. Bu nedenle görevli rehberlerden bilgi almak önemlidir. Genellikle sabah saatleri daha sakindir, bu yüzden erken gitmek iyi bir fikirdir. Özellikle fotoğraf tutkunları için çok uygun bir yerdir. Kısacası hem mimari hem kültürel açıdan oldukça doyurucu bir deneyim sunar.

5- Cihangirbey Zevyesi

Cihangirbey Zâviyesi, Mardin’in dini yapıları arasında sakinliğiyle öne çıkıyor. İlk olarak 16. yüzyılda kurulan bu yapı, tasavvuf geleneğinin izlerini taşıyor. Aynı zamanda küçük boyutlu olmasına rağmen büyük bir manevi değeri vardır. Üstelik içerideki mihrap ve duvar süslemeleri oldukça dikkat çekicidir. Fakat yapı zamanla birçok kez restore edilmiştir. Lakin bu restorasyonlar yapının özgünlüğünü tam anlamıyla bozmamıştır. Özellikle ibadet ve inziva için inşa edilen yapının çevresi de oldukça sessizdir. Hatta burası meditasyon yapanlar tarafından sıkça tercih ediliyor. Ancak sürekli açık olmayabilir, bu nedenle ziyaret saatinizi önceden planlayın. Genellikle çevredeki halk tarafından bilinse de turizm açısından pek tanıtılmamıştır. Bu yüzden gözlerden uzak bir hazinedir. Kısacası, dini yapıları sevenler için oldukça özel bir duraktır.

6- Mardin Kalesi

Mardin Kalesi, şehir siluetinin en baskın ve etkileyici öğesidir. İlk olarak Sümerler döneminde inşa edildiği tahmin edilmektedir. Aynı zamanda “Kartal Yuvası” olarak da anılan kale, yüksek bir noktadadır. Bu yüzden şehre hâkim bir konumdadır ve manzarasıyla büyüler. Fakat ne yazık ki uzun yıllar askeri bölge olarak kullanıldığı için ziyarete kapalı kalmıştır. Hatta birçok kişi kaleyi yalnızca uzaktan görebilmiştir. Lakin artık zaman zaman kontrollü şekilde gezilebilmektedir. Özellikle doğa ve tarih tutkunları için önemli bir duraktır. Üstelik gün batımında burada olmak unutulmaz bir deneyim sunar. Ancak çıkış yolu biraz dik olduğu için dikkatli olunmalıdır. Kısacası, Mardin’i tepeden izlemek isteyenler için kaçırılmaması gereken bir yerdir.

7- Mardin Arkeoloji ve Etnografya Müzesi

Bu müze, Mardin’in çok katmanlı tarihini anlamak için önemli bir kaynaktır. İlk olarak 1895 yılında patriğin konağı olarak inşa edilmiştir. Aynı zamanda 1995 yılından itibaren müze olarak hizmet vermeye başlamıştır. Üstelik içerisinde Roma, Bizans ve İslam dönemine ait birçok eser yer alıyor. Ancak yalnız arkeolojik objeler değil, aynı zamanda yöresel yaşamı anlatan etnografik öğeler de bulunuyor. Lakin bazı eserler restorasyona alınmış olabilir, bu nedenle sergilenmeyebilir. Fakat sergi düzeni oldukça etkileyici ve bilgilendiricidir. Hatta çocuklara yönelik bölümlerle eğitici bir işlev de taşımaktadır. Genellikle haftanın her günü açıktır, bu yüzden ziyaret planlaması kolaydır. Özellikle kültür gezileri yapanlar için ideal bir başlangıç noktasıdır. Kısacası Mardin’in geçmişine açılan kapılardan biridir.

8- Kırklar Kilisesi

Kırklar Kilisesi, Süryani Kadim topluluğu için büyük önem taşıyan bir ibadet yeridir. İlk olarak 6. yüzyılda inşa edilen kilise, zamanla birçok kez onarılmıştır. Ancak hâlâ özgün havasını kaybetmemiştir. Aynı zamanda kutsal ayinler burada düzenli şekilde yapılmaktadır. Özellikle mimarisi ve iç dekorasyonuyla dikkat çeker. Üstelik zengin ikonaları ve taş oymaları çok ilgi çeker. Lakin içeriye girerken saygı kurallarına dikkat etmek gerekir. Fakat ziyaretçilere karşı oldukça misafirperver bir yaklaşım sergilenir. Genellikle sabah saatlerinde daha sakindir, bu yüzden erkenden gitmek önerilir. Hatta bazı günlerde rehberli turlar da düzenlenmektedir. Kısacası dinlerin buluştuğu Mardin’de bu kilise ayrı bir yer tutar.

9- Mor Şmuni Kilisesi

Mor Şmuni Kilisesi, Midyat ilçesindeki en eski Süryani kiliselerinden biridir. İlk olarak 4. yüzyılda inşa edilmiştir, bu nedenle tarihi oldukça derindir. Aynı zamanda hâlâ aktif olarak kullanılan ibadet yerlerinden biridir. Özellikle taş işçiliği ve avlusundaki huzurlu atmosfer dikkat çeker. Üstelik çevresi tarihi Midyat evleriyle çevrilidir. Ancak kilisenin bazı bölümleri yıllar içinde zarar görmüştür. Fakat restorasyonlarla yapı korunmaya çalışılmıştır. Yalnız ziyaret saatleri sınırlı olabilir, bu yüzden önceden bilgi alınmalıdır. Hatta bazı günlerde cemaatin özel ayinleri olabiliyor. Genellikle fotoğrafçılar tarafından sıkça ziyaret edilen bir noktadır. Kısacası Mor Şmuni, hem maneviyat hem tarih açısından büyük anlam taşır.

10- Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi

Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi, modern müzecilik anlayışıyla hazırlanmış özel bir kültür merkezidir. İlk olarak Süvari Kışlası olarak inşa edilen yapı, 2007’de müzeye dönüştürülmüştür. Aynı zamanda Sabancı Vakfı tarafından desteklenmiş, şehre kazandırılmıştır. Özellikle Mardin’in çok kültürlü yapısını yansıtan tematik bölümler içeriyor. Üstelik içinde Dilek Sabancı Sanat Galerisi de bulunmaktadır. Ancak bazı sergiler geçici olduğu için tarihlerini takip etmek gerekir. Lakin sabit koleksiyonlar oldukça kapsamlıdır. Fakat yoğun dönemlerde kalabalık olabilir, bu yüzden hafta içi ziyaret önerilir. Genellikle ailelerin, öğrencilerin ve sanat meraklılarının ilgi gösterdiği bir yerdir. Hatta bazı atölye çalışmaları da düzenlenmektedir. Kısacası bu müze, geçmiş ile geleceği birleştiren önemli bir duraktır.

11- Sıti Radviyye-hatuniye Medresesi

Sıti Radviyye-hatuniye Medresesi, Mardin’in kültürel kimliğini yansıtan önemli yapılardan biridir. Bu yapı, Artuklu döneminin eğitim anlayışını yansıttığı için tarihi açıdan çok değerlidir. İlk olarak dini eğitim kurumu olarak kullanılan medrese, aynı zamanda mimari zarafetiyle dikkat çeker. Özellikle taş işçiliği detayları zamana karşı dimdik ayakta durmayı başarmıştır. Bu yüzden tarih severlerin ilgisini çeken yerlerin başında gelir. Fakat medrese günümüzde yeterince tanıtılmıyor. Ne yazık ki bazı bölümleri zamanla tahrip olmuş. Ancak hâlâ ayakta kalan bölümler, dönemin izlerini güçlü biçimde taşır. Kısacası bu yapı, Mardin’in geçmişine açılan taş bir kapıdır. Üstelik ziyaretçiler burada sessizliğin ve manevi huzurun tadını çıkarır. Lakin çevre düzenlemesi yeterince planlı değildir. Artık bu gibi yapılar daha fazla korunmalı. Ayrıca medrese, tarih ve eğitim meraklıları için çok kıymetlidir. Genellikle sessiz sokakların arasında yer alır ve ziyaretçilerine nostalji sunar.

12- Mardin Evleri

Mardin Evleri, taş mimarisi ve kendine özgü yapısıyla büyüleyici bir şehir panoraması sunar. Bu evler, tarih boyunca zanaatla yoğrulan kültürün bir yansımasıdır. İlk olarak savunma ve iklim koşulları göz önünde bulundurularak inşa edilmişlerdir. Ayrıca Mardin’in sıcak havasına karşı doğal serinlik sağlarlar. Özellikle sarı kalker taşlarıyla yapılan bu yapılar estetik ve işlevsellik açısından dikkat çeker. Aynı zamanda dar sokaklar bu evlerle çevrilidir. Bu yüzden şehri gezerken taş duvarlar arasında zaman yolculuğuna çıkarsınız. Lakin restorasyon çalışmaları her bölgede eşit yapılmamış. Ne yazık ki bazı yapılar bakımsızlıkla yüz yüze kalmış. Fakat yine de Mardin Evleri tarihi dokusunu kaybetmemiştir. Hatta kimi evler müze ya da konaklama alanı olarak da kullanılmaktadır. Kısacası bu evler, geçmişi günümüzle buluşturur. Üstelik fotoğraf tutkunlarının uğrak noktasıdır. Yalnız geziler sırasında mimariye zarar vermemeye özen gösterilmelidir. Bu nedenle sürdürülebilir turizm açısından önemli bir sembol konumundadır.

13- Bab-ı Sor Çeşmesi

Bab-ı Sor Çeşmesi, Mardin’in su kültürünü yansıtan özgün yapılardan biridir. İlk olarak mahalle halkının su ihtiyacını karşılamak amacıyla inşa edilmiştir. Ancak bu yapı sadece bir çeşmeden ibaret değildir. Aynı zamanda sosyal hayatın şekillendiği önemli bir buluşma noktasıdır. Bu nedenle halk arasında özel bir yere sahiptir. Özellikle taş işçiliği ve yazıtları dikkat çeker. Lakin zamanla çeşmenin bazı bölümleri zarar görmüş. Fakat hâlâ orijinalliğini büyük ölçüde korumaktadır. Genellikle sabah saatlerinde buraya uğrayan yerli halk, bir geleneği yaşatır. Kısacası Bab-ı Sor, Mardin’in geçmişine sessiz tanıklık eden bir mirastır. Üstelik şehir turunuzun doğal duraklarından biridir. Ne yazık ki tanıtımı yeterince yapılmadığı için pek bilinmez. Yalnız meraklı gezginler için keşfedilmeye değer bir hazinedir. Artık bu tür tarihi çeşmeler daha çok korunmalı. Ayrıca çevresinin temizlik ve bakımı da önemlidir. Hatta bazı yerel festivaller sırasında çeşme çevresi canlanır.

14- Şehidiye Medresesi

Şehidiye Medresesi, Mardin’in en zarif eğitim yapılarından biri olarak öne çıkar. İlk olarak 13. yüzyılda inşa edilen yapı, Artuklu mimarisini gözler önüne serer. Bu yüzden hem mimarlık tarihçileri hem de ziyaretçiler için dikkat çekicidir. Aynı zamanda yüksek taş minaresiyle şehrin siluetini belirler. Ancak bazı bölümleri zamanla restore edilmiştir. Fakat özgün yapısını büyük ölçüde korumayı başarmıştır. Özellikle medresenin iç avlusu huzur doludur. Üstelik akustik yapısı oldukça etkileyicidir. Lakin bazı dönemlerde fazla kalabalık olabiliyor. Kısacası tarihi ve manevi atmosferi bir arada sunar. Artık Şehidiye, sadece bir yapı değil, geçmişle bugünü buluşturan bir duraktır. Ne yazık ki bazı ziyaretçiler bu değerin farkında değildir. Bu nedenle tanıtım faaliyetleri artırılmalıdır. Ayrıca çevredeki esnaflar da bu yapının önemini yansıtan ürünler sunabilir. Genellikle sessizliği seven gezginler burayı tercih eder. Hatta sabah saatleri en ideal ziyaret zamanıdır. Yalnız iç mekânın korunmasına dikkat edilmesi gerekir.

15- Şahkulubey Konağı

Şahkulubey Konağı, Mardin’in asil taş evleri arasında yer alan etkileyici bir yapıdır. İlk olarak konaklama ve yönetim amaçlı kullanılan bu yapı, günümüze kadar ulaşmıştır. Ancak bazı iç mekân detayları zamanla yıpranmıştır. Fakat dış cephe süslemeleri hâlâ göz kamaştırır. Aynı zamanda konağın konumu, Mezopotamya manzarasına hâkimdir. Bu yüzden ziyaretçiler buradan şehir manzarasının tadını çıkarabilir. Özellikle taş süslemeler ve geniş avlusu dikkat çekicidir. Üstelik yapının tarihi atmosferi büyüleyicidir. Genellikle rehber eşliğinde gezilmesi önerilir. Lakin konağın bazı bölümleri ziyarete kapalıdır. Hatta bu durum bazı gezginlerde hayal kırıklığı yaratabiliyor. Kısacası Şahkulubey Konağı, Mardin’in görkemli geçmişine tanıklık eder. Artık bu gibi yapılar daha iyi korunmalı. Ayrıca turizm açısından tanıtım faaliyetleri artırılmalıdır. Yalnız konağın çevresindeki yapılaşma dikkatli yönetilmelidir. Ne yazık ki hızlı yapılaşma tarihi dokuyu zorluyor. Bu nedenle koruma altındaki bölgeler genişletilmelidir.

16- Artuklu Meryem Ana Kilisesi

Artuklu Meryem Ana Kilisesi, Mardin’in çok kültürlü yapısının en güçlü simgelerindendir. İlk olarak Süryani cemaatinin ibadet alanı olarak inşa edilmiştir. Bu nedenle dini turizm açısından da oldukça değerlidir. Aynı zamanda kilise, mimari detaylarıyla göze çarpar. Özellikle taş oymaları ve kemerli yapısı dikkat çeker. Üstelik içerideki manevi atmosfer oldukça derindir. Fakat kiliseye ulaşım bazı dönemlerde zor olabilir. Ne yazık ki çevredeki yönlendirme tabelaları yetersizdir. Ancak kilise, dini hoşgörünün ve birlikteliğin bir örneğidir. Kısacası burası, hem mimari hem de kültürel zenginliği temsil eder. Artık bu tür yapılar dünya mirası bilinciyle tanıtılmalıdır. Ayrıca ziyaretçiler içeride sessizlik kurallarına uymalıdır. Yalnız fotoğraf çekerken flaş kullanmaktan kaçınılmalıdır. Genellikle sabah saatlerinde daha sakindir. Hatta rehberli turlar kiliseyi anlamak açısından faydalıdır. Lakin içerideki bazı yazıtların çevirisi yapılmamış. Bu yüzden bilgi panoları geliştirilmelidir.

17- Mardin Yaşayan Müze

Mardin Yaşayan Müze, ziyaretçilerine geçmişi yalnızca göstermekle kalmayıp yaşama imkânı tanır. İlk olarak bir taş konakta kurulan bu müze, geleneksel el sanatlarını canlandırmayı amaçlar. Ancak sadece sergileme alanı değildir; etkileşimli bir deneyim sunar. Özellikle çocuklar için çeşitli atölyeler düzenlenmektedir. Aynı zamanda yöresel kıyafetlerle fotoğraf çekimi de mümkündür. Bu nedenle aileler tarafından da yoğun ilgi görür. Üstelik müze gönüllü rehberler eşliğinde gezilebilir. Fakat hafta sonları oldukça kalabalık olabiliyor. Ne yazık ki bazı etkinlikler kapasiteyle sınırlı. Kısacası bu müze, geçmişle günümüz arasında bir köprü oluşturur. Lakin bilet fiyatları zaman zaman eleştiri konusu oluyor. Artık daha fazla tanıtım yapılması gerekiyor. Ayrıca el sanatlarının üretim süreci detaylı anlatılmalı. Genellikle yerel halk da bu projeye destek veriyor. Hatta bazı ustalar burada birebir eğitim veriyor. Yalnız rezervasyon yapmadan gitmek riskli olabilir. Bu yüzden ziyaret planı önceden yapılmalı.

18- Tellallar Çarşısı (Revaklı Çarşı)

Tellallar Çarşısı, Mardin’in ticaret geçmişini yaşatan en canlı mekânlardan biridir. İlk olarak kervan yolu üzerinde kurulan bu çarşı, hala aktif olarak kullanılır. Ancak modern yapılar çarşının çevresini sarmış durumda. Fakat tarihi dokusu halen korunmuştur. Aynı zamanda geleneksel zanaat ürünleri burada satılır. Özellikle bakır, gümüş ve sabun ürünleri çokça ilgi görür. Üstelik esnaf oldukça misafirperverdir. Kısacası burası, sadece alışveriş değil, kültürel etkileşim alanıdır. Ne yazık ki bazı dükkânlar kapanmak zorunda kalmış. Lakin hâlâ canlılığını büyük ölçüde koruyor. Artık bu gibi çarşılar daha fazla desteklenmeli. Ayrıca yerli üreticilere öncelik verilmelidir. Genellikle sabah saatleri alışveriş için idealdir. Hatta çarşının ortasındaki revaklı bölüm otantik atmosfer sunar. Yalnız çevredeki otopark sorunu ziyaretçileri zorlayabilir. Bu nedenle ulaşım planlaması önceden yapılmalıdır.

19- Emineddin Külliyesi

Emineddin Külliyesi, Mardin’in dini ve sosyal yaşamını şekillendiren yapılar arasında yer alır. İlk olarak 12. yüzyılda inşa edilen külliye, birçok işlevi aynı anda barındırır. Aynı zamanda cami, medrese, imaret gibi bölümleriyle dikkat çeker. Özellikle taş mimarisi ve sade süslemeleriyle öne çıkar. Fakat bazı bölümleri restorasyon bekliyor. Ne yazık ki tanıtımı yeterli düzeyde yapılmamış. Ancak külliyenin tarihî değeri son derece büyüktür. Kısacası Emineddin Külliyesi, Mardin’in sosyal hafızasını temsil eder. Artık daha fazla korunmalı ve kültürel rota içine dâhil edilmelidir. Ayrıca dini bayramlarda çeşitli etkinlikler düzenlenebilir. Genellikle sessiz bir ortam sunduğu için manevi ziyaretlere uygundur. Hatta fotoğrafçılar için de uygun ışık sunar. Yalnız ziyaret saatleri sınırlı olabilir. Bu yüzden önceden bilgi alınması faydalı olur. Lakin çevresel düzenlemeler yeterli değildir.

20- Necmeddin Külliyesi

Necmeddin Külliyesi, Artuklu mimarisinin zarafetini taşıyan nadir yapılardan biridir. İlk olarak 13. yüzyılda inşa edilen bu külliye, şehrin dini merkezlerinden biri olmuştur. Aynı zamanda medrese, cami ve türbe bir arada yer alır. Bu nedenle tarihî açıdan oldukça değerlidir. Özellikle taş işçiliği ve orantılı mimarisi dikkat çeker. Fakat yıllar içinde bazı bölümler zarar görmüştür. Ne yazık ki ziyaretçi bilgilendirme levhaları yetersizdir. Ancak bu yapı, Mardin’in kültürel çeşitliliğini temsil eder. Kısacası Necmeddin Külliyesi, tarih severler için eşsiz bir duraktır. Lakin turistik turlar bu bölgeyi yeterince kapsamıyor. Artık bu gibi yapılar daha fazla tanıtılmalı. Ayrıca restore edilen bölümler detaylı olarak belgelenmeli. Genellikle sessiz bir yapıya sahiptir. Üstelik içerideki türbe manevi bir çekim noktasıdır. Hatta bazı bölümleri araştırma için kullanılabilir. Yalnız çevredeki yapılaşma tarihi silueti etkilemektedir. Bu nedenle çevresel denge korunmalıdır.

21- Mardin Tarihi Emir Hamamı

Emir Hamamı, Mardin’in geçmiş yaşam kültürünü yansıtan nadide yapılardan biridir. İlk olarak 16. yüzyılda inşa edilen hamam, geleneksel Osmanlı mimarisinin izlerini taşır. Aynı zamanda sosyal hayatın kalbinin attığı yerlerden biri olmuştur. Özellikle kubbeli yapısı ve sıcak-soğuk bölümleri dikkat çeker. Üstelik içerideki taş oyma detayları hâlâ ayakta duruyor. Fakat zamanla bakımsız kalan bölümleri onarıma muhtaç hale gelmiştir. Ne yazık ki turistik tanıtımlarda adı sık geçmez. Ancak yerli halk arasında önemli bir kültürel değerdir. Kısacası Emir Hamamı, Mardin’in sıcak taşları arasında bir huzur alanıdır. Artık bu tür yapılar daha özenle korunmalı. Ayrıca geleneksel hamam kültürü burada yaşatılabilir. Genellikle sabah saatlerinde daha az yoğundur. Hatta bazı bölümleri hâlâ kullanılmakta. Lakin temizlik ve bakım çalışmaları artırılmalıdır. Yalnız kadın ve erkek bölümleri ayrı ayrı düzenlenmiştir. Bu yüzden ziyaret planlaması önceden yapılmalıdır.

22- Eski Ptt Binası – Mardin

Mardin Eski PTT Binası, taş mimarinin devlet yapılarında da nasıl estetik kullanılabileceğini gösterir. İlk olarak 19. yüzyılın sonlarında hizmete giren bu bina, uzun yıllar posta merkezi olarak kullanılmıştır. Aynı zamanda şehirdeki resmi yapılar arasında mimarisiyle öne çıkar. Özellikle geniş kemerli pencereleri ve süslemeli taş duvarları göz alıcıdır. Üstelik binanın yüksek konumu, Mardin ovasına bakan güzel bir manzara sunar. Fakat artık resmi işlevi kalmamış ve sadece kültürel miras olarak korunmaktadır. Ne yazık ki iç bölümleri zamanla kullanılmaz hale gelmiştir. Ancak dış cephedeki özgünlük büyük ölçüde korunmuştur. Kısacası Eski PTT Binası, tarihle iç içe geçen bir kamu yapısı örneğidir. Lakin turizm rehberlerinde pek yer almaz. Artık bu yapı da şehir turizmine dahil edilmelidir. Ayrıca çevresi peyzaj çalışmalarıyla daha cazip hale getirilebilir. Yalnız içeride gezinti yapılamıyor. Bu nedenle sadece dıştan görülebilir. Genellikle fotoğrafçılar tarafından ilgi görür.

23- Şeyh Çabuk Cami

Şeyh Çabuk Camii, hem dini hem de kültürel kimliğiyle Mardin’in önemli duraklarından biridir. İlk olarak 14. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen cami, sade ama etkileyici mimarisiyle dikkat çeker. Aynı zamanda halk arasında manevi yönü güçlü bir ibadet yeri olarak bilinir. Özellikle taş minaresi ve iç mekânın sessizliği huzur verir. Fakat bazı bölümler zamanla onarım görmüştür. Lakin bu müdahaleler caminin özgün yapısını bozmamıştır. Üstelik çevresindeki mahalle dokusu da tarihi yapıya uygundur. Ancak tanıtım eksikliği nedeniyle genellikle yerel halk tarafından bilinir. Ne yazık ki dışarıdan gelen turistler bu camiyi çoğu zaman fark etmez. Kısacası Şeyh Çabuk Camii, saklı bir manevi duraktır. Artık bu gibi yapılar daha fazla anlatılmalı. Ayrıca dini turizm rotasına dâhil edilmelidir. Genellikle sabah ve akşam saatlerinde ibadet için yoğundur. Hatta ramazan aylarında ayrı bir anlam kazanır. Yalnız ziyaret sırasında sessizlik ve saygı önemlidir.

24- Marufiye Medresesi

Marufiye Medresesi, Mardin’de ilim ve kültür hayatının izlerini taşıyan sessiz bir tanıktır. İlk olarak 15. yüzyılda inşa edilen yapı, eğitim ve ibadet işlevlerini bir arada sunmuştur. Aynı zamanda çevresindeki taş yapılarla bütünlük sağlayan bir mimariye sahiptir. Özellikle iç avlusu ve kubbeli derslikleri dikkat çeker. Üstelik taş duvarlarda bulunan kitabeler, tarihî bilgi sunar. Ancak ne yazık ki yapı zamanla unutulmaya yüz tutmuştur. Fakat son yıllarda restorasyon çalışmalarıyla yeniden ayağa kaldırılmıştır. Kısacası medrese, Mardin’in kültürel mirasında önemli bir yer tutar. Artık bu gibi tarihi yapılar eğitim turizmine de açılmalıdır. Ayrıca medresede kültürel etkinlikler düzenlenebilir. Genellikle ziyaretçiler için sessiz ve huzurlu bir ortam sunar. Hatta akademik çalışmalara ev sahipliği yapabilecek potansiyele sahiptir. Lakin çevresel düzenlemeler henüz tamamlanmamıştır. Yalnız bölgeye ulaşım biraz zorlu olabilir. Bu nedenle gitmeden önce konum kontrolü yapılmalıdır.

25- Şah Sultan Hatun Medresesi

Şah Sultan Hatun Medresesi, kadın kimliğinin tarihsel hafızadaki yansımasını taşıyan özel bir yapıdır. İlk olarak 16. yüzyılda inşa edilen bu yapı, Osmanlı döneminde bir kadın tarafından yaptırılmıştır. Aynı zamanda bu özelliğiyle Mardin’deki ender örneklerden biridir. Özellikle sade taş mimarisi, yapının zarafetini vurgular. Üstelik içerideki hücreler ve küçük avlu hâlâ ayakta durmaktadır. Ancak yapı yıllar içinde bakımsız kalmıştır. Ne yazık ki pek çok kişi bu tarihi değeri bilmemektedir. Fakat son dönemde yapılan restorasyonlarla yeniden ziyarete açılmıştır. Kısacası medrese, tarihi kadın gücünün simgelerindendir. Artık tanıtımı artırılmalı, kültürel rota içinde yer almalıdır. Ayrıca eğitim temalı sergilerle daha da anlamlandırılabilir. Genellikle sessizliği ve sadeliğiyle ön plana çıkar. Hatta özel günlerde burada etkinlikler yapılabilir. Lakin hâlâ eksik bilgiler mevcuttur. Bu nedenle bilgilendirme panoları artırılmalıdır. Yalnızca dış görünüşüyle değil, hikâyesiyle de dikkat çeker.

26- Mardin Kasımiye Millet Ormanı

Kasımiye Millet Ormanı, Mardin’in sert taş mimarisine doğanın yeşil dokunuşunu ekleyen nadir alanlardandır. İlk olarak şehirdeki oksijen ihtiyacını karşılamak amacıyla oluşturulmuştur. Aynı zamanda halkın nefes alabileceği sosyal bir yaşam alanı sunar. Özellikle yürüyüş yolları ve piknik alanları oldukça düzenlidir. Üstelik orman, tarihi Kasımiye Medresesi’ne de oldukça yakındır. Ancak bazı dönemlerde bakım eksiklikleri görülebilmektedir. Ne yazık ki bilinçsiz kullanım doğal dengeyi tehdit edebiliyor. Fakat son yıllarda bu konuda bilinçlendirme çalışmaları yapılmıştır. Kısacası orman, hem şehir halkı hem turistler için bir kaçış noktasıdır. Artık doğa ile tarih daha entegre şekilde anlatılmalı. Ayrıca çevre dostu etkinlikler burada düzenlenebilir. Genellikle hafta sonları yoğunluk yaşanır. Hatta sabah saatlerinde yürüyüş yapmak oldukça keyiflidir. Lakin çöp kutularının sayısı yetersizdir. Bu yüzden çevre temizliğine özel dikkat gösterilmelidir.

27- İzzet Paşa Karakolu

İzzet Paşa Karakolu, Mardin’in Osmanlı dönemine ait yönetim ve güvenlik yapılarından biridir. İlk olarak 19. yüzyıl sonlarında inşa edilen yapı, karakol ve nezarethane işlevi görmüştür. Aynı zamanda taş duvarlı mimarisi ile dikkat çeker. Özellikle giriş bölümündeki kabartmalar özgün biçimde korunmuştur. Fakat ne yazık ki uzun süre atıl durumda kalmıştır. Ancak restorasyon çalışmalarıyla yapı tekrar ayağa kaldırılmıştır. Üstelik bazı bölümleri kültürel etkinlikler için kullanılmaya başlamıştır. Kısacası karakol, bir dönemin idari anlayışını yansıtan tarihi bir simgedir. Artık bu yapılar şehir müzeciliği kapsamında değerlendirilmelidir. Ayrıca güvenlik tarihi temalı sergilere ev sahipliği yapabilir. Genellikle şehir merkezine yakın olduğu için ulaşımı kolaydır. Hatta rehberli turlarla gezilmesi tavsiye edilir. Yalnız bilgilendirici içerikler artırılmalıdır. Bu nedenle içerik panoları hazırlanmalıdır. Lakin çevredeki yeni binalar, tarihi görünümü kısmen gölgeliyor.

28- Sultan Şehmus Ezzuli Türbesi

Sultan Şehmus Ezzuli Türbesi, Mardin’in mistik atmosferini yansıtan manevi duraklardan biridir. İlk olarak halk arasında kerametleriyle bilinen Şeyh Şehmus adına inşa edilmiştir. Aynı zamanda bölgedeki en çok ziyaret edilen türbelerden biridir. Özellikle bayram günlerinde kalabalık olur. Üstelik türbe çevresi temiz ve düzenlidir. Ancak bazı dönemlerde bakımsız kalan bölümleri göze çarpar. Fakat halkın desteğiyle her yıl onarım çalışmaları yapılır. Kısacası türbe, inanç turizminin güçlü temsilcilerinden biridir. Artık daha bilinçli ziyaret kültürü oluşturulmalıdır. Ayrıca türbenin tarihi geçmişi detaylı şekilde anlatılmalıdır. Genellikle dua ve adak amacıyla ziyaret edilir. Hatta bazı günler kalabalıktan dolayı girişlerde kuyruk oluşur. Lakin sessizliğe ve saygıya dikkat edilmesi gerekir. Yalnız kadın ve erkek ziyaret alanları ayrıdır. Bu nedenle kurallara uyulması önemlidir.

29- Ulu Cami Hamamı

Ulu Cami Hamamı, Mardin’in geleneksel yaşam kültürünün bir parçası olarak öne çıkar. İlk olarak Ulu Cami ile birlikte inşa edilmiştir. Aynı zamanda cami cemaatinin temizlik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapılmıştır. Özellikle sıcak-soğuk su bölümleri hâlâ korunmaktadır. Üstelik özgün taş mimarisi, hamam kültürünü yaşatmaktadır. Ancak bazı bölümleri yıllar içinde hasar görmüştür. Fakat restore edilen kısımlar oldukça etkileyici hale getirilmiştir. Kısacası bu yapı, geçmişin gündelik yaşamına ışık tutar. Artık kültürel turizme daha çok entegre edilmelidir. Ayrıca içerideki alanlar anlatım panolarıyla desteklenmelidir. Genellikle günün erken saatlerinde daha sakindir. Hatta bazı günler kadın ve erkek kullanımı dönüşümlü yapılır. Lakin temizlik hizmetlerinin sürekliliği sağlanmalıdır. Yalnız hamamın mimari detayları oldukça fotojeniktir.

30- Mar Mihail Kilisesi

Mar Mihail Kilisesi, Mardin’in dinler arası hoşgörüsünü simgeleyen kutsal yapılardan biridir. İlk olarak 4. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilmektedir. Aynı zamanda Süryani cemaatinin önemli ibadet merkezlerinden biridir. Özellikle taş işçiliği, içerideki sütunlar ve ikonalar dikkat çeker. Üstelik sessiz atmosferi ile ziyaretçilere huzur verir. Ancak kilisenin bazı bölümleri zamana yenik düşmüştür. Fakat cemaat ve yerel yönetimlerce sık sık onarılmaktadır. Ne yazık ki tanıtımı yetersizdir. Kısacası bu yapı, hem dini hem kültürel anlamda büyük bir değere sahiptir. Artık bu tür kiliseler kültürel rotalara dâhil edilmelidir. Ayrıca içerideki ibadet saatlerine saygı gösterilmelidir. Genellikle hafta içi daha sakindir. Hatta bazı özel günlerde dini törenler yapılmaktadır. Lakin fotoğraf çekimi konusunda izin alınması gerekir. Yalnızca taş değil, manevi anlam da taşıyan bu yapı mutlaka görülmelidir.

31- Surp Hovsep Ermeni Kilisesi

Mardin’in çok kültürlü yapısının sessiz tanıklarından biri Surp Hovsep Ermeni Kilisesi’dir. Özellikle Ermeni cemaatinin şehre kattığı değer, bu kiliseyle daha somut hissedilir. Lakin günümüzde ibadet yapılmıyor, yalnız mimari bütünlüğü dikkat çeker. Kısacası bu yapı, Mardin’in dini çeşitliliğini yansıtan özgün izler barındırır. Artık sessiz duvarları geçmişin izlerini fısıldar. Hatta tarihi taş işlemeleri sanat meraklıları için görülmeye değerdir. Bu yüzden yapı, kültürel gezilerin özel durakları arasında yer alır. Genellikle sakin bir atmosfer sunar. Ayrıca kilisenin bulunduğu konum, eski Mardin dokusunu hissettirmek açısından oldukça etkileyicidir. Ama ziyaretçilerden bazıları yapının daha iyi korunması gerektiğini düşünür. Ancak bu durum, tarihî önemini azaltmaz.

32- Mardin Protestan Kilisesi

Mardin Protestan Kilisesi, şehirdeki dinî çeşitliliğin en nadide örneklerinden biri kabul edilir. İlk olarak 19. yüzyıl sonlarında inşa edildiği tahmin edilir. Kısacası Mardin’in tarihi zenginliği yalnızca camilerle sınırlı değildir. Fakat bu yapı Protestan cemaatinin Mardin’deki izlerini yansıttığı için ayrıca dikkat çeker. Artık ibadete açık değildir, ama kültürel miras olarak önemini korur. Hatta bazı dönemlerde küçük etkinliklerle halka açıldığı görülmüştür. Bu nedenle yapı, dini turizm açısından ilgi uyandırır. Genellikle sessizliği ve taş mimarisiyle dikkat çeker. Üstelik bulunduğu konum, tarihi mahallelerin kalbinde yer alır. Lakin yapıya ulaşım biraz zordur. Ne yazık ki koruma altına alınmasına rağmen bazı bölümleri zarar görmüştür. Ancak geçmişe tanıklık etmek isteyenler için hâlâ güçlü bir duraktır.

33- Kamor Millet Bahçesi

Kamor Millet Bahçesi, şehir yaşamından uzaklaşıp doğa ile buluşmak isteyenlerin uğrak noktasıdır. Üstelik geniş yürüyüş yolları ve dinlenme alanlarıyla şehir halkına huzur sunar. Artık sadece yeşil alan değil, aynı zamanda sosyal buluşmalar için tercih edilen bir parktır. İlk olarak çevre düzenlemesiyle dikkat çekmiştir. Fakat en büyük özelliği Mezopotamya Ovası’na bakan manzarasıdır. Bu nedenle fotoğraf meraklıları için de cazip bir noktadır. Genellikle sabah yürüyüşçüleriyle doludur. Kısacası doğa ve şehir hayatı burada iç içedir. Ama bazı zamanlar kalabalık olabilir. Lakin bu bile doğanın huzurunu engellemez. Ne yazık ki çevrede yeterince kafe bulunmaz. Ancak bu eksiklik, bahçenin sakinliğine zarar vermez. Aynı zamanda çocuk oyun alanları da aileler için avantaj sağlar.

34- Mardin İli 80 Yıl Cumhuriyet Ormanı

Mardin’in en özel doğal alanlarından biri olan 80 Yıl Cumhuriyet Ormanı, nefes alınacak ferah bir alandır. Aynı zamanda Cumhuriyet’in 80. yılı anısına dikilen ağaçlarla simgesel bir anlam taşır. Üstelik piknik alanları ve yürüyüş parkurları da doğa severleri cezbeder. Lakin yaz aylarında serinlik arayanlar için iyi bir alternatiftir. Genellikle hafta sonları ailelerin yoğun ilgisini çeker. Kısacası şehir merkezine yakın olması büyük avantaj sağlar. Ama gölgelik alanlar sınırlı olabilir. Ancak geniş doğa alanı bunu büyük ölçüde telafi eder. Artık bölge yalnız dinlenme değil, spor aktiviteleri için de tercih edilir. Fakat düzenli bakım eksikliği göze çarpabilir. Ne yazık ki bazı çöp sorunu yaşanabiliyor. İlk olarak doğal yapıyı korumak için toplumsal bilinç gerekiyor. Bu nedenle koruma bilinciyle ziyaret edilmesi önemlidir.

35- Mezopotamya Tepesi

Mezopotamya Tepesi, Mardin’in panoramik güzelliğini gözler önüne seren en yüksek noktalarından biridir. İlk olarak gün doğumu ve batımı manzaralarıyla tanınmıştır. Üstelik bu tepe, kenti Mezopotamya Ovası’yla buluşturur. Aynı zamanda fotoğrafçılar için eşsiz bir çekim alanı sunar. Artık yalnız bir seyir noktası değil, kültürel anlam taşıyan bir yerdir. Genellikle gün batımında ziyaretçi yoğunluğu artar. Ama rüzgarlı günlerde dikkatli olmak gerekir. Fakat bu yükseklik, manzarayı daha da etkileyici kılar. Ne yazık ki bazı altyapı eksiklikleri rahatsızlık verebilir. Lakin bu eksiklikler doğanın sunduğu güzelliği gölgeleyemez. Bu nedenle tepeyi ziyaret edenler büyük bir görsel şölen yaşar. Hatta bazı gezginler burada meditasyon yapmayı tercih eder.

36- Gerdanlık Seyir Terası

Gerdanlık Seyir Terası, Mardin’in göz kamaştırıcı şehir siluetini izlemek için en güzel noktalardandır. Fakat bu teras, yalnızca manzarasıyla değil, aynı zamanda çevre düzenlemesiyle de beğeni toplar. Üstelik günün her saatinde farklı bir atmosfer sunar. İlk olarak sabah saatlerinde sessizliğiyle öne çıkar. Bu nedenle erken saatlerde gelenler daha huzurlu bir ortam bulur. Artık sadece yerel halk değil, turistler de burayı keşfetmeye başladı. Genellikle selfie çekmek isteyenlerin uğrak noktası hâline gelmiştir. Kısacası Mardin’i yukarıdan izlemek isteyenler için vazgeçilmezdir. Ama oturma alanları sınırlı olabilir. Ancak gün batımındaki renk şöleni her şeye değer. Lakin rüzgarlı havalarda dikkatli olunmalıdır. Ne yazık ki bazı bölümleri gölgelenmemiştir.

37- Firdevs Kasrı

Firdevs Kasrı, Artuklu mimarisinin zarafetini yansıtan nadide yapılardan biridir. İlk olarak 13. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilmektedir. Aynı zamanda dönemin ileri taş işçiliğiyle yapılmış zarif detaylara sahiptir. Kısacası Mardin’in tarihine tanıklık etmek isteyenler için özel bir yapıdır. Genellikle kasrın iç ve dış süslemeleri büyük ilgi çeker. Artık yalnızca tarih meraklıları değil, sanat tutkunları da bu yapıya ilgi gösteriyor. Fakat yapı zamanla yıpranmış durumdadır. Ama tarihî dokusunu büyük ölçüde korumayı başarmıştır. Üstelik çevresiyle birlikte fotoğrafçılar için mükemmel bir kompozisyon sunar. Bu nedenle kültür turizmi rotalarına mutlaka eklenmelidir. Lakin restorasyon ihtiyacı giderek artmaktadır. Ne yazık ki bakım eksiklikleri bazı bölümlerde hissedilir. Ancak yapının ihtişamı bu eksikleri unutturur.

38- Eskikale Kilise

Eskikale Kilise, Mardin’in kayalık bölgesine yaslanmış gizemli yapılarından biridir. Fakat bu kilise, şehir merkezinden uzakta bir noktada yer alır. İlk olarak tarihi tam bilinmese de oldukça eski bir geçmişe sahiptir. Genellikle tarihçiler tarafından Erken Hristiyanlık dönemine ait olduğu düşünülmektedir. Kısacası bu yapı, zamanın derinliğini hissettiren taş işçiliğiyle dikkat çeker. Artık aktif bir kullanım alanı bulunmasa da mimari açıdan önemli bir değere sahiptir. Aynı zamanda bölgeye gelen ziyaretçiler için mistik bir hava oluşturur. Üstelik kilisenin çevresi doğal güzelliklerle çevrilidir. Ama ulaşımı biraz zahmetlidir. Lakin manzara ve atmosfer bu zahmeti unutturur. Ne yazık ki restorasyon çalışmaları henüz başlamamıştır. Ancak yapı, korunması gereken kültürel miraslardan biridir.

39- Şeyh Hamed Türbesi

Mardin’in maneviyat dolu duraklarından biri de Şeyh Hamed Türbesi’dir. İlk olarak dini yolculuklar için ziyaret edilen türbe, zamanla sembolik bir anlam kazanmıştır. Fakat bu yapı yalnızca inanç turizmi açısından değil, tarihî değer bakımından da önemlidir. Artık bölge halkı tarafından da kutsal kabul edilmiştir. Genellikle dua etmek isteyenler türbeye uğrar. Kısacası hem dini hem kültürel bir duraktır. Aynı zamanda taş yapısıyla geleneksel mimari izlerini taşır. Üstelik huzurlu atmosferiyle dikkat çeker. Bu nedenle özellikle maneviyata önem verenler için çekici bir alandır. Ama yol durumu bazı zamanlarda zorluk çıkarabilir. Lakin bu durum ziyaretin anlamını azaltmaz. Ne yazık ki bazı bölümler zamanla yıpranmıştır. Ancak türbe hâlâ aktif olarak ziyaret edilmektedir.

40- Artuklu Türk Telekom 10. Yıl Hatıra Ormanı

Artuklu Türk Telekom 10. Yıl Hatıra Ormanı, doğa ve anı kavramını bir araya getiren özel bir projedir. İlk olarak 10. kuruluş yılına özel oluşturulmuş bu orman, zamanla halkın da ilgi gösterdiği bir alan haline geldi. Genellikle sabah yürüyüşleri ya da kısa molalar için tercih edilir. Üstelik manzara noktaları da doğaseverler için ayrı bir çekicilik sunar. Aynı zamanda çeşitli fidan türlerinin bulunduğu geniş bir araziye sahiptir. Kısacası şehir gürültüsünden uzaklaşmak isteyenlerin yeni gözdesidir. Ama otopark alanı sınırlı olabilir. Ancak bu, yürüyüş için güzel bir fırsata dönüşebilir. Lakin yaz aylarında gölge bulmak zor olabilir. Ne yazık ki bazı bakım çalışmaları aksatılmıştır. Fakat orman hâlâ doğa ile baş başa kalmak isteyenler için ideal bir ortamdır.

41- Salyangoz Deliği Mağarası

Salyangoz Deliği Mağarası, Mardin’in doğal yapılarından biri olarak öne çıkar. Aynı zamanda adını iç kısımlarındaki salyangoz şekilli oyuklardan alır. Genellikle macera tutkunlarının ilgisini çeken bu mağara, keşif duygusunu tetikler. İlk olarak dar geçitleri ve sarmal şekliyle dikkat çeker. Üstelik içerisi oldukça serin ve nemlidir. Bu nedenle yaz aylarında serinlemek isteyenler için ilginç bir rotadır. Kısacası doğanın binlerce yılda oluşturduğu bir sanat eseridir. Ama zemin kaygan olabileceği için dikkatli olunmalıdır. Lakin mağaranın iç yapısı gerçekten etkileyicidir. Ne yazık ki turizm altyapısı henüz yeterli değildir. Ancak bölgeye gelen her doğa tutkunu bu doğal mucizeye hayran kalır.

42- Eroğlu Köyü (Hündüla)

Mardin’in kırsal güzelliklerinden biri olan Eroğlu Köyü, halk arasında Hündüla olarak da bilinir. İlk olarak geleneksel taş evleriyle dikkat çeken bu köy, zamana meydan okur. Aynı zamanda köy halkının misafirperverliği ile tanınır. Kısacası burası, otantik bir kültür deneyimi sunar. Genellikle şehir hayatından kaçmak isteyenler için birebirdir. Üstelik çevresinde tarım ve hayvancılık yapılan alanlar bulunur. Bu yüzden doğal yaşamı deneyimlemek isteyenler için eşsizdir. Ama ulaşım yolları bakımsız olabilir. Fakat bu durum, doğallığına zarar vermez. Lakin altyapı hizmetleri sınırlıdır. Ne yazık ki köy tanıtımı yeterince yapılmamıştır. Ancak köy, sade yaşamı ve doğayla uyumu sayesinde huzur verir.

Mardin Artuklu Gezi Rehberi Haritası

Sizler için hazırladığımız harita sayesinde kolayca yol tarifi alın. Haritadaki konumunu görün. Mardin gezilecek yerler arasında üst sıralarda yerini alan Mardin gezi rehberi sizlere iyi bir kılavuz olacaktır. Ayrıca seyahatlerinizde güzergah üzerindeki birçok market, eczane, benzin istasyonu, oteller, restoran gibi alternatifleri de görebilirsiniz. Haritamız bu yüzden sizlerin işlerini kolaylaştıracaktır.

5/5 - (859860 Değerlendirme)
İçerik Altı Reklam Alanı
Muğla Karot Kesme

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Us Translate »
Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Sitemiz Daha İyi Hizmet Vermek İçin ''Reklam Geliri'' Sağlamaktadır. Lütfen Reklam Engelleyiciyi Kapatarak Devam Ediniz.